• Watford, Hertfordshire, UK
  • +447440254213

İngiltere'de Gönüllü Yardımcı Öğretmenlik Gözlemlerim

24.10.2019 12:35

İki hafta önce kızım Ela'nın okulunda gönüllü olarak yardımcı öğretmenliğe başladım. Baktım ECAA çalışmama izin vermiyor, gönüllü çalışmama da karışacak değil ya diyerek dönem başında başvuruda bulundum. Ama süreç uzadı da uzadı... araştırdılar da araştırdılar... yabancı değil okulun velisiyim 3 senedir. Yok ama işler öyle olmuyormuş söz konusu çocuklarla çalışmak olunca. Taa Türkiye’deki sabıka kaydımı bile kontrol etmişler. İki profesyonel çalışan kişiden referans istediler sonra ben iki isim verdim onlara ulaşıp form yolladılar, onlar da formları doldurup okula gönderdiler, sonra bir de bu kişileri telefonla arayıp gerçekten referansı veren kişi olup olmadıklarını kontrol etmişler.

Neyse bu süreç 20 iş günü kadar sürdü. Tabii gönüllü olduğum için çalışacağım günleri bana sordular, işin en keyif veren kısmı bu oldu, SEÇEBİLME ÖZGÜRLÜĞÜ ? yıllarca hep yoğun tempoda öğretmen olarak çalıştım İstanbul’da, haliyle hangi gün çalışmak istersiniz sorusu parasız çalışacak bile olsam çok güzel geldi ?

İşin en güzel kısmı şimdi başlıyor... sınıfa girdim , sınıfın öğretmeni ve yardımcı öğretmeniyle tanıştıktan sonra öğretmen yoklamaya başladı, bu sırada öğrenciler çoğu zaman olduğu gibi halının üzerinde oturuyordu. Yoklama sistemleri bana farklı geldi. Öğretmen listedeki ilk öğrencinin adını söylüyor sonra o öğrenci listede kendisinden sonra gelen öğrenciye selam veriyor, böylece yoklama tamamlanıyor. Günde iki kere yoklama alınıyor sabah ve öğle tenefüsünden sonra. Tabi tüm bunları gözlemlerken kendimi üniversiteden yeni mezun olmuş, tecrübesiz bir öğretmen gibi hissetttim. En son 2012’de öğretmenlik yapmış olmamdan ziyade herşeylerinin farklı olması bana böyle hissettirdi. Herşeyden önce öğrenci merkezli bir eğitim sistemi var, kurallar tüm öğrenciler tarafından benimsenmiş. Öğrenci her kazanımın sonunda kendi öğrenmesini değerlendiriyor. Sonra öğretmen de bir değerlendirmede bulunuyor ve duruma göre ek çalışma yapılıyor. Sık sık öğrencilere “teşekkür ederim” “hayır, teşekkür ederim“ demeleri, kendisinden sonra gelen birine kapıyı tutmaları hatırlatılıyor. Dersler uzun sürüyor örneğin ilk ara 90 dk sonunda veriliyor ama ders esnasında sürekli hareket halindeler, bir halıdalar bir masadalar. Tüm dersler akıllı tahtada gerçekleştiriliyor. Hazır eğitim içerikleri kullanılıyor. Her kazanımda üç farklı seviyede çalışma oluyor, kolaydan zora yeşil, sarı, kırmızı. Öğrencinin tercihine bırakılıyor hangi çalışmayı yapmak istediği.

Derslerde arka planda hep dinlendirici bir müzik var. Sınıflar ortalama 28 kişilik, öğrenciler 5-6 kişilik gruplar halinde oturuyor, her grubun bir ismi var. Turuncu, kırmızı vs. Bu arada sınıfların da isimleri var Ela’nın ilk sene Woodpecker’dı, ikinci sene Hedgehog’du bu sene de Badger. Öğretmen sınıfa ismiyle hitap ediyor. 

Herşey o kadar sistemli ve planlıydı ki ilk günüm hayranlıkla izlemekle geçti. Sonra ki günler ben çocuklara, çocuklara bana alıştı. Şimdi birlikte okuma yapıyoruz, ufak ufak onların yaptıkları yanlışları düzeltiyor ve sınıf içindeki ayak işleri diye tabir ettiğimiz işleri zevkle yapıyorum. Tüm bunlar benim kendi tecrübe ve gözlemlerim ve tabi ki kendi bakış açıma göre bir değerlendirmede bulundum. İlerleyen zamanlarda yine fırsat buldukça gözlemlerimi paylaşacağım, takipte kalın.

Not: İkinci sınıfta görev yapıyorum.